23 Aralık 2010

21 Aralık 2010

Tulumdan Sıyrılışlar

Hamileyken, kucağımdaki bebeğimle ilgili hayal ettiğim şeylerden biri de ona çeşit çeşit tulumlar giydirmekle ilgiliydi. Tulum denen kıyafet çeşidi bir bebeğin giymesi gereken tek şeymiş gibi geliyordu. Tanrım ne çok yakışıyor o patikleri sarkmış çıtçıtları sıralı tulumlar bebek olan şahıslara.

Ama gelin görün ki bir süre sonra anne denen şahıs bu durumdan sıkılıyormuş. Ve yenilikler aramaya başlıyormuş. Bütün bebek mağazaları  kız çocuklarına çalışıyor düşüncesi bana göre değil.  Çünkü erkek bebeklere giydirilebileceğim en sevimli şey minik manşetleri ve minik yakaları olan gömlekler!

Belki büyüyünce gömlekten bıkacak, işi gereği hep gömlek giyecek ama yine de çok sevimli bir şey minik bebek gömlekleri. Daha boynu gıdısından belli olmuyor ama olsun! Daha çeşit çeşit gömlekler alacağım ben oğluma :) 


Sonra da papyon, kravat ve fular takacağım :D Bulursam fötr şapka alacağım. Dedem gibi minik bir yeleği, köstekli saati, fötr şapkası ve parlak rugan ayakkabıları olacak :)


Posted by Picasa

17 Aralık 2010

Eski Usülün yeni adı Sleepy Wrap

Eskilerin bir bildiği varmış. Bebekleri bağlarlarmış üzerlerine, işlerini yaparlarmış. Ne bebek ağlarmış, ne ana bebeğinden yorulurmuş. Kimi çingene usülü, kimi hint usülü diyor ama bir gerçek var, eskiler işini biliyor. 

Bu bildiğiniz jarse kumaştan uzun bir kumaş. Bağlamasını öğrenmek ve bebeği doğru yerleştirmek biraz pratik gerektiriyor. Ben hala çok efektif  kullanamıyorum. Ama ilk gün şansıma böyle rahat geçirdik :))

Keşke doğar doğmaz alsaymışım dediğim Sleepy Wrap!
O emerken uyudu, ben de o uyurken işimi yaptım.
Posted by Picasa

15 Aralık 2010

Gezenti 3 Kuşak : vol:2

Yeni yıl denen bir şey yüzünden her yanı süslüyorlar :)

Çikolata denen şeyin tadını bilmem ama görünüşü süper!! 

Ananemin kollarında huzurluyum :)
Posted by Picasa

12 Aralık 2010

Cupcupcup

cupcupcup

İlk havuz deneyimimizi de böylece yaşamış olduk :) Sablon'un relax havuzu 3,5 aylık bir bebeği suya alıştırmak için çok uygun bir yer :) Ortam ve su sıcaklığı anne karnındaki alışık olduğu ortam ısısına çok yakın.
Posted by Picasa

30 Kasım 2010

Ilk Piano

Posted by Picasa

27 Kasım 2010

3 Aylık Güneş ve İfade Değişikliği

Sanki artık ifadesi değişti, Güneş daha bir büyümüş bakıyor bize :)

Tam 3 aylık oldu bakalım 4. trimesterimizi bitirdikten sonra neler değişecek?








20 Kasım 2010

Güneş'li Kültür Park

Ailecek

1 numaralı Hobit Patikli

Güneşten faydalanmak...

Dostlarla keyifli bir gün!

16 Kasım 2010

Bayram Seyran

Bayramda ne yapılır?  Yan gelip yatılır :) Bizim adam bu bayramda her entel gibi yatağına uzanıp kitap okudu, ve her bebek gibi uyuyakaldı :)


Ailecek Bayram Yemeği

15 Kasım 2010

14 Kasım 2010

Adalarda 3 Kuşak

Zeliş sağolsun, Umut'un küçülen montu bu kış da bizi ısıtıyor :))
3 Kuşak Adalar turu :)


Kahvemizi yudumlarken adım adım Adalar:)


1. Kuşaktan Adalarda Kahve Keyfi

12 Kasım 2010

11 Kasım 2010

Oyuncaklara ilginin başlayışı :)


Güneş'in oyuncaklara ilgi duyuyor olması çok hoşumuza gidiyor artık. Dış dünyayla ilişki kurmaya başladı. Bizim yüzümüze uzun uzun bakıyor. Konuşmasak da gülümseyince yüzümüze gülerek tepki veriyor. Gülümseyen suratlar, Somurtan suratlar, şaşkın bakışlar, kısacası iki gözü ve ağzı olan her şey (burnu olmayanlar bile ilginç) ilgisini çekiyor. 

Sosyal bir insan olmaya başladığının işaretlerini veriyor bize. Daha şimdiden tercih hakkını kullanıyor ve kendi beğenilerini bize gösteriyor. Oyuncak ve renk ayrımı yapıyor. Bazılarını çok beğenip dakikalarca keyiflendiğini gösterecek şekilde o şeyle ilgilenirken ilgisini çekmeyen bir şeyse bakıp hemen başını diğer tarafa çeviriyor.

Şimdilik ses çıkaran ve suratı olan her şey ilgi alanında :) En çok insanları inceliyor. Değşik sesler deniyor. Sesli harflerden A, E, İ, U, O haznemize girdi. Sessiz harflerden de Y, H benim dikkatimi çeken harfler. 

Dönence denen şeyin çok eğlenceli ve oyalayıcı olabileceğini hiç düşünmemiştim. Zamanlamayı doğru ayarlayınca dönence öyle hayat kurtarıcı ki :)) Mesela yemek yemeden hemen önce kullanılmalı. Ya da önemli bir telefon görüşmesi yapacaksanız hemen öncesinde dönenceye başcurabilirsiniz :) Zamansız kullanılan dönence hakkını tükettiğğinizde de işlevini yitiriyor gibi sanki :) Çünkü bir süre sonra ondan sıkılıyor. İlgisi azalıyor. Sanırım en uzun 15 dakika oyalayabiliyor Güneş'i :)

Bir de uyku arkadaşı bir zürafa aldık :) 4 farklı ses çıkarıyor. Oyun, Sakinlik, Rahatlama ve uyku adı altında 4 farklı sesi var. Ses diyorum çünkü melodik bir şey değil. Uyku modunda bildiğiniz frekansı olmayan radyo hışırtısı.  :) 

2 Kasım 2010

2 Aylık Güneş


Güneş'imiz büyüyor!

1 Kasım 2010

2. ay sonu aşıları

Bu gün bir sürü aşı olduk. Çocuk Felci, Homofilus Influenzai Difteri-Tetanos-Boğmaca, Rotavirus ve Verem aşılarımızı olduk. Hepsinde çok usluydu benim oğlum. Biraz Verem'de ağladı ama hemen sakinleşti. 3 gün banyo yapmayacakmışız :/

Bu günün  ölçüm sonuçları Boy: 61cm Kilo: 6.100gr

29 Ekim 2010

Güneş'li Günler'e Giriş

Benim Güneş'im 24 ağustos 2010'da doğdu. Şuanda 2 aylık bir Güneş'im var. Bu günlere gelene kadar nerelerden geçtim, neler yaşadım, bu macerayı sizinle paylaşmak istiyorum.

Bu hayata anne olmak için geldiğimi düşündüren anlarımı paylaşırken okuduklarımı, duyduklarımı ve yaşadıklarımı derlemeye çalışacağım.

Bu hevesim çabuk bitmez dilerim. Yıllardır başladığım işleri bitiremeden hevesi kaçan bir insan olmanın yaşattığı hayal kırıklığını unutturan Güneş'imin bana kattığı bütün güzellikleri paylaşasım var, dilerim bu heves uzun yıllar devam eder!

19 Eylül 2010

Böyle olacaksa 5 Güneş daha doğururum :)

Aralık 2009, içimden bir ses "bu sefer oldu" diyor, diğer bir ses de "olmamış olabilir çok kaptırma" diyor... 5 aydır aynı anı yaşıyorum.. Evde stokladığım testlerden bir tanesini alıyorum, deniyorum,ilk saniye bir çizgi, negatif.. atıyorum.. Prospektüse bakıyorum, "3 saniye bekleyiniz" diyor. Çöpten testi alıp tekrar bakıyorum, çift çizgi!! POZİTİF! 2. testi yapıyorum, POZİTİF! 3., POZİTİF!


33. hafta, sancılar başladı, dayanılmaz bir ağrı! Eskişehir Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi Acile'e gittik. NE? açılmam 2 santim mi? Doğum mu başlamış? O gece doğumu geciktirmesi için taşikardi yapan bir ilaç bağlandı, ciğerleri için iğne yapıldı. Ertesi günü karar verdim, bu korkunç yerden çıkmam lazım, küvöz bile yok bu hastanede, oğlumu burada doğuramam!


Ertesi günü yola çıktık, Bursa Acıbadem'e geldik. Doç Dr. Şahin Zeteroğluyla tanıştık. Artık güvenli ellerde olduğum için içim rahat. Evimden uzaktayım ama internette kader arkadaşlarım Eylül Anneleri var :) Gerçi ben "Çakma Eylül Annesi" oldum ama neyse...


1 ay kadar Bursa'da kaldıktan sonra 24 Ağustos 2010, saat 11'e Epidural-Spinal Sezaryen için gün aldık.
Plasenta Previa yüzünden mecbur sezaryen! Çok isterdim normal doğurmayı. 23'ü gece çok düşündüm acaba normal doğum denesem mi diye? son bir doktor görüşmesi yaptım. doktor beni yine ikna etti, riski çok yüksekmiş... Bebek için çok riskli diye sezaryeni kabul ettim.


24 ağustos 2010 saat 9'da hastane'deyim. Heyecanlı değilim. Neşeliyim.Saat 11:00, e hadi kimse gelmedi, neden beni almadılar daha? ve 11:15, 2 hemşire geldi beni soyuyorlar. Önlüğümü giydim bekliyorum. Ayakta geziniyorum. Damar yolum açık ve ben hala ayakta geziniyorum.


Bu yaz yapadığım tatilin acısını seneye bebeğimle çıkarmanın hayaliyle kendimi rahatlatıyorum...
Ameliyat haneye gitme zamanı geldi! Bana yat diyorlar, ben yürüyerek ameliyathaneye gitmek istiyorum. Önce tamam diyorlar ama sonra hastanenin içinde kıçı açık önlükle garip olabilir diye yatarak gitmem için ikna ediliyorum.
Ve ameliyathane... hiç de soğuk değil. İnsanlar gülüyor, müzik de var arkada, hatırlamıyorum ama neydi :/Anestezi uzmanı Alev hanım'la tanışıyorum. çok tatlı bir kadın. Kitaplardan bahsediyoruz. Beni oturtuyor, spinal-epidural kataterimi takacak, hala konuşuyoruz. Sol ayağım uyuşmaya başladı. Sıcak bir şey akıyor sanki içeriye.. Ve sağ ayağım da ısınıyor hızla.. Yatırıyorlar, hızlıca önüme bir perde seriyorlar, rengi mavi, şeker bir mavi, doktorum da geldi ve neşeme neşe kattı :) Espiriler uçuyor havada. Ben artık belimden aşağısını hissetmiyorum ve sanırım beni kestiler...
Eşim nerede? Doktor, "eşini alalım içeri" diyor. Evren'im geliyor, elinde kamera :) Önlükler, bone falan çok yakışmış, çok yakışıklı görüdü gözüme ;)


Eşim elimi tutarken bir yandan kamerayı oraya buraya sallıyor, o benden daha heyecanlı. Bir kadın; "bebeğin başı geliyor" dedi, işte!! saat 11:40" Çok temiz bir bebek" diyor bir diğeri. Hani hani ben de bakayım!!!! Göremiyorum hala, eşim heyecandan kamerayı aşağı indirmiş, kendisi bakıyor bebeğe, kamera kayıtta, görüntülediği şeyler, hemşire ayakları, kalçalar ve masa bacakları... "Kamerayı kaldır" diyorum eşime. Duyuyor beni. Bebeğimi göremiyorum, gözümden yaşlar akmaya başladı... durduramıyorum... Gülüyorum...


Sesini duyduğum o an anladım ki, ben doğurdum! Bebeğim oldu!Sesi çok içten bebeğimin.. Verin bir bakayım yahuuu!!!Sonunda yanıma getirdiler, yanağıma değdirdiler, göğsümden süt geldi ve ona içirdiler. Ve sonra eşimle oğlum ameliyathaneden çıktı, beni dikecekler şimdi...


Dikerlerken bir ara bayılacak gibi oluyorum ama Alev Hanım beni hemen kendime getirdi. Acı yok sızı yok. Şahin Bey ve asistanı keyifli bir muhabbet içindeler, ben de katılıyorum onlara. Dikme işi bitti.


Gözlem Odasındayım. Saat 12:00 Çok sıkıldım artık yavrumu göreyim. tam 15 dakikadır uzak kaldım oğlumdan. 39 haftadır birlikteydik, bu kadar uzak kalmaya dayanamıyorum. Özledim onu.. Karnıma dokunuyorum yumaşımış, ve boş...
Kat hemşirelerim geliyor, beni asansöre götürüyorlar ve onlarla da neşeli bir şeyler konuşuyoruz. Sıradan bir şeyler, sanırım parfüm kokuları hakkında...


Odamdayım, annem ve eşim de var, bebek nerede?? Hemşire "ısıtıyorlar, şimdi gelecek" diyor. o "şimdi gelecek" demesi ve bekleyiş ameliyattan da uzun geliyor.
GELDİ! Kemal Güneş! Güneş'im.. Şirin'im! Tatlı oğlum! Sevimli sincabım! Zamanında zeytin tanem, şeftalim, kavunum,.. derken kollarımda, pamuk gibi! Gözleri yumuk! Dudakları kıpkırmızı! Saçları var :D Hah işte hurafe demiştim, saçlı bebek mide bulandırırmışmış :P Hiç bulantım olmadı hamileliğim boyunca.


Çok rahat geçen 39 haftalık hamileliğin ardından bu gün bebeğimle birlikte 2 hafta geride kaldı. 14. günde göbeği düştü, son 2 haftada 4 santim birden uzadı. Kilo da aldı... Gözledini açıyor, bize bakıyor... Uykusuz geceler, ilk günlerdeki ağrım sancım, kilolar, sarkan göbek,... hepsine değer! Mucizem Güneş'im tüm sevimli mimikleriyle benimle artık!


Böyle olacaksa 5 tane daha GÜNEŞ doğururum :))

26 Ağustos 2010

2 Günlük Güneş :)

Güneş 2 günlük
Bursa Acıbadem Hastanesi ,26.08.10

24 Ağustos 2010

GÜNEŞ DOĞDU!

Kemal Güneş Özyürek artık aramızda :)

20 Ağustos 2010

Bebek Şekerleri :)

Annemle bebek şekerlerimizi kendimiz yapmaya karar vermiştik. Zaten bu malzemeleri aldığımız gün maceralar başlamıştı. ama şimdiye kadar her şey keyifli anılar olarak kaldı :) annemle sistemli bir şekilde buzdolabı kalemlerimizi süslemeye başladık. Bu arada 24 Ağustos'ta bebeğime kavuşuyorum!! :))


Güneş Özyürek : 24.08.2010


15 Ağustos 2010

Hastane Çantası


Doğuma sayılı günler kaldı ve ben artık çantamı hazırlasam iyi olur. Önceden hazırladığım "bavul" u boşalttım çünkü Acıbademde benim bütün temel ihtiyaçlarımı karşılayacaklarmış. Bana sadece kendiniz için gecelik getirin, bebeğinize hiç bir kıyafet almasanız da olur biz giysilerini buradan veriyoruz dediler. ayrıca benim doğum sonrası ihtiyacım olacak her türlü kişisel ihtiyacımı, kulaç çöpümü bile onlar sağlıyormuş. Güzel bir haber :) Çantamda bebeğim için de bir takım koydum yine de. Ayrıca ona bir örtü aldım ve çantamın içinde en çok elektronik aletler ve şarjları yer kaplıyor.

12 Ağustos 2010

Hayat Kurtaran Yastık!

Hamileliğimin başından beri yatağımda her geçen gün farklı bir yastıkla bir taraflarımı desteklemeye başladım. İlk başlarda sadece bir bacak arası yastığım vardı. Sonraları sırt desteği ve göbek altı desteğine ihtiyaç duymaya başladım.  Ayrıca reflümsü bir şey yüzünden daha yüksek yatmak için boynuma da yastık desteği yapmam gerekti. Yatakta 6 farklı yastık, ben, koca göbeğim ve eşim pek kıpırdayacak yer bulamıyoruz. Gerçi ben 1 aydır Bursa'da kalıyorum. Tek başıma, pardon yastıklarımla birlikte uyuyorum. Fakat bu gelişinde eşim öyle bir yastık getirdi ki, 10 kaplan gücünde bir yastık bu! Doğumdan sonra da emzirme yastığı olarak kullanacağım!

          

27 Temmuz 2010

Bursa Acıbadem'de huzur!

Kaldığım oda çok konforlu. Hemşirelerim çok tatlı. Doktorum çok ilgili. Onca sıkıntıdan sonra çok şükür ediyorum böyle günler de gördüm. Acıbadem Hayat Sigortası sayesinde bu gibi acil durumlarda hiç ücret ödemiyoruz. Kadın doğum paketim sayesinde de Acıbadem Hastanesinde bedava doğuracağım.

Korkulu Anlar!

Annem ve teyzemle bebek şekerleri için malzeme arayışına girdik. Aradık aradık ve sonunda bulduk. Buzdolabı için kalem süslemek istiyordum. Zar zor koca eskişehir'de Esnaf Sarayının alt katında bir dükkanda şeker süsleme malzemeleri bulduk nihayet. Ama o günün akşamı birden sancılandım. Oldukça şiddetli sancılar nedeniyle  doktorum Mesut Taşkeli'yi aradım. kendisi en yakın hastanenin aciline gitmemi söyleyince Anneme yakın olan Zübeyde Hanım Kadın Doğum Hastanesi'ne gittik. Deli bir ebe beni azarlaya azarlaya muayne etti. Korkunçtu. Ağlaya ağlaya NST'ye bağladı ve düzenli ve yüksek sancılarım olduğunu, açılmamın da 2,5 cm olduğunu doğumun başladığını söyleyince şoka girdim. Henüz 33. haftadaydım ve premature bir bebek annesi olmayı hiç düşünmemişti. Hazırlıksızdım. 

Hastanedeki nöbetçi olan doktor şansıma Mine İnan'dı. ancak o bir operasyonda olduğu için o sancılarla sivri sinek dolu bir odada beklemek zorunda kaldım. Mine hanım çok tatlı ve yumuşaktı. Benim yatmam gerektiğini ve bebek için ciğer geliştirici iğneler yapılması gerektiğini ayrıca da geciktirmek için 33 saatlik bir  ilacı damardan serum içinde almam gerekiyordu. 5 kişilik bir odaya çıkarıldım. Kadınların hepsi yurdum insanıydı. Bir tanesi kendi iteğiyle evinin rahatını bırakıp doktor kontrolünde olmak istediği iin yatıyordu ve şok oldum. Kız daha 1 yaşındaydı ama 35 gösteriyordu. aynı şekilde 22 yaşında olduğunu duyunca dibim düşen bir kadın daha vardı ki kadına 2 kere abla dedim :D sonra yaşımı duyunca odanın 2. en yaşlısı olduğum için abla denen ben oldum :)

Oda sivri sinek kaynıyordu. Evren bana eşyalarımı getirdiğinde yanında esenmat da getirmiş sağolsun bir nebze içim rahat etti. Ama vızırtılar sürekli kulağımdaydı. Nasıl olur ya yeni doğan ünitesinde sivrisineklerin varlığını nasıl engelleyemezler. Korkunç geldi. Burada bebeğini doğuranlar tamamen şans eseri sağlıklı bebek doğurup bebeklerine mikrop bulaşmadan evlerine gidiyor sanki. 

Saat 12'yi geçmişti ve odadakiler hala anlamadığım konulardan konuşuyor, televizyonda saçma sapan bir şey izliyorlardı. Sesi de sonuna kadar açıktı. Eh dedim içimden madem geceyi burada geçireceğim bari geçimli olayım. Muhabbetlerine katıldıkça kadınların hepsiyle aramızda uçurumlar olduğunu farketmem 2 dakikamı aldı.  Hiç biri hamilelikle ilgli bir kitap ya da dergi okumuyordu. İnternetten bile araştırmadıklarını kanıtladılar. Ayrıca da hepsinin iç karartıcı batıl inançları vardı. Saçlarımı kestirdiğim için biri 17 dakika süren bir vaaz verdi. Nefret ettim odadan ama dedim içimden onlar da anne olacak ve saygılı olmam lazım. Katlanmalıyım. Neyse ilerleyen saatlerde biri sızdı ve horlamaya başladı. Uykum hiç yok, okuduğum kitaptan hiç bir şey anlamıyordum. Ben de PSP açtım SUDOKU oynamak için.  O beni biraz oyaladı. Saat 2'yi geçerken inanılmaz bir kalp çarpıntısı başladı bende. Odadakiler yavaş yavaş kıçlarını dönüp uyumaya başladılar ama benim kalbim resmen kulaklarımda atıyordu. Sanırım burada hakkın rahmetine kavuşacağım dedim içimden. Gelen giden bir hemşire de yok derdimi anlatayım...

Yaklaşık 2 saat çektiğim işkeceden sonra dayanamadım 4 gibi ayağa kalktım. Serumumla ayaklarım titreye titreye koridora çıktım hemşire aradım kimse yok! Hiç birini bulamıyorum. O sırada yan odada doğum yapmış bir sürü kadın, bebeklerini emzirdikleri için odalarının ışığı yanıyordu. Girdim selam verdim, hayırlı olsun dedim. Kadınlar hep asık suratlı bezmiş gibiler, içimden geçirdim ya eşleri yanlarında değil çok üzücü :(   Ben burada doğurmak istemiyorum, bebeğime kavuştuğum ilk anlarda Evren'den ayrı kalmak istemiyorum, dedim içimden. 

O gece hayatımın en korkunç gecesiydi. Gözümden uyku akıyor ama yatak çok rahatsız, içeride sivrisinekler huzurumu kaçırıyor, kadının biri çok fena horluyor, çarşafın altındaki muşambanın kıvrılmış bir yeri ve kalçama batıyor, düzeltemiyorum da, bunlar yetmezmiş gibi taşikardi oldum! Ben 33 haftalık hamileyim ve bunların hepsini bir gece yaşamak çok ağır!

Sabah doktor visitesinde derdimi anlattım ve aldığım cevap çok gecikmiş bir bilgilendirmeydi. Bana verdikleri ilacın yan etkisi taşikardiymiş!!! Teşekkürler ya bilgi verdiğiniz için!

Hemen Evreni aradım! Beni çıkar buradan dedim. Hiç umrumda değil ne olacağı ama ben bu hastanede bebeğimi doğuramam. Prematüre bakım ünitesi olmadığından bebeğimi başka bir yere sevk edecekler ve ben yanında olamayacağım! Çok ağladım bunları düşündükçe ve Evren bei hastaneden çıkarıp eve getirdi ve ben hızlıca bir duş alıp bebek eşyalarıyla kendi eşyalarımı hızlıca hazırlayıp Bursa Acıbadem astanesine yola çıktık. biraz riskliydi çünkü doğurmak üzereymişim gece. Ne olursa olsun göze aldım dün geceden daha beteri olamaz! 

Sonunda Bursa'ya vardık ve ben çok mutluyum! Huzur burada! Hasta bakıcılar kesinlikle insan gibi davranıyor. Doktorum Şahin Zeteroğlu çok güvenilir ve iyi bir doktor. Onun gözetiminde gözlerimi rahat rahat yumabiliyorum... Tabi hemşirelerim de olağan üstüler! Hepsi işini çok iyi yapan tatlı insanlar!

20 Temmuz 2010

8. Ay



Doğuma 1,5 ay kaldı ve fiziğim beni çok eğlendiriyor :) Hastane çantası hazırlamam lazım. Bebeğimin eşyalarını yavaş yavaş tamamlamaya başladım. Abimin gönderdiği güzel hediyeler var, çok şirin tulumlar ve bodyler. Oyuncakları bile var oğlumun artık :)




Oyuncaklar ve ıvır zıvır :)

Vika'nın ördüğü müthiş çift taraflı hırka.